HOŞGELDİNİZ

Bloguma hoşgeldiniz...
Çocukluğumdan beri yemek sofraları, yemek yapma ritüelleri hayatımda önemli bir yer tuttu. Evdeki baklava açma sahneleri, su böreği pişirmeleri, çerkez tavuğu hazırlamaları ve daha birçoğu tüm detayları ile gözümün önünde halen. Yemek sofralarımız hep kalabalık ve bereketli oldu. Babam da annem de büyük kardeş oldukları için akraba ziyaretlerimiz düğün dernek fasıllarımız yoğundu. Çok kalabalık günlerde biz çocukların yer yataklarında enine yanyana yatışlarımızın lezzetini hiç unutmadım. Çok kardeşli, çok kuzenli bir ailede büyüdüğümüz için her şeyi özellikle de yediğini paylaşmayı seven bireyler olduk. Bu nedenle çocukluğumun tatlarını paylaşmayı hep çok istedim. Bunu bir kitapla da yapmak mümkündü tabii ama benim böyle büyük bir projeye cesaretim olmadı hiç. Blogda yazmak ise hem daha samimi hem de daha kolay geliyor bana. Yemek yemeyi de yapmayı da çok önemsiyorum. Çünkü ne yersek o olduğumuza inanıyorum ve yemek yemenin hayatı güzelleştiren bir ritüel olduğunu düşünüyorum.
Blogumda sağlıklı ve lezzetli tarifler paylaşmak istiyorum. Kullandığım malzemelerin organik olmasına dikkat ediyorum.Yağ olarak tereyağı ve sızma zeytinyağı kullanıyorum. Şeker kullanmıyorum, tatlandırmak için kuru meyveler ve az miktarda splenda kullanıyorum.
Sebzeleri baş tacı ediyorum. Ben diyabetli olduğum için böyle beslenmek zorundayım ama inanıyorum ki herkes böyle beslenirse hastalıkları yakalanmadan önce önleyebilirler. Tariflerimi keyifle deneyip tecrübelerinizi benimle paylaşmanızı çok isterim. Sevgiler.
vildanatalay77@gmail.com.

29 Mayıs 2012 Salı

İmam Bayıldı

Merhaba dostlarım,
Anne  tarifleri kolay kolay bitecek gibi değil, iyi ki de öyleler, yaptıkça ve yazdıkça hem o güzel tatları hem de canım annemi hatırlıyorum. Yemek yemeyi de yapmayı da o kadar çok severdi ki, onun yemeklerini andığımı yukarlardan bir yerden görüyorsa eminim keyifleniyordur. Ben her ne kadar sağlıklı beslenmeye çok önem veriyorsam da bazı geleneksel yemeklerin orijinal halleri ile daha güzel olduğunu düşünüyorum. İmam Bayıldı da onlardan biri... İmam Bayıldı' yı usulünce, patlıcanları kızartarak yapıyorum. Denerseniz benimle aynı fikirde olacağınızı düşünüyorum, buyurun afiyet olsun...
Malzemeler:
1- 6 adet orta boy patlıcan
2- 3 adet orta boy soğan
3- 3 orta boy domates
4- 6 diş sarımsak
5- yarım bağ maydanoz
6- 1/2 çay bardağı sızma zeytinyağı
7- 1 tatlı kaşığı tuz
8- 1.5 tatlı kaşığı şeker
9- 6, 7 adet sivri biber
10- Kızartmak için bol miktarda ayçiçek yağı
Hazırlanışı:
1- Patlıcanları fırçalayarak yıkayıp, yol yol soyun. Derin bir kaba tuzlu su hazırlayıp patlıcanları 1 saat kadar suda bekletin.
2- Sudan çıkardığınız patlıcanları zedelemeden iyice sıkın, suyunu alın.
3- Derin bir kızartma tenceresine bolca yağ koyun. Patlıcanlar yağın içinde yüzebilmelidir. İyice kızdırdığınız yağa patlıcanları atarak her yanları altın rengi oluncaya kadar iyice kızartın.
4- Kızaran patlıcanları kağıt havlu üzerine çıkartın. Bir arkadaşımın tavsiyesi ile kızarmış patlıcanları, yağdan çıkardıktan sonra kaynar su dolu bir kaba batırıp çıkarıyorum, böylece yağın fazlası kolayca kaynar suya geçmiş oluyor.
5- Üç orta boy soğanı piyazlık doğrayıp, yarım bardak zeytin yağında, tuz da ekleyerek  hafif karamelleşene kadar pişirin. Küçük doğranmış sivri biber, ince kesilmiş sarımsak ve domatesleri de ilave ederek 5 dakika daha karıştırarak pişirin. Ateşi söndürün, ince kıyılmış maydanoz ve şekeri ilave edip( ben şeker yerine splenda kullanıyorum) karıştırın, harcımız hazırdır.
6- Kızarmış patlıcanların karnına kenarlarda 2cm bırakarak derin bir kesik atın. Elinizle ortalarını iyice açın ve malzemeden bolca doldurun.
6- Hazırladığınız patlıcanları bir fırın kabına dizin. Kabın kenarından yavaşça 1 fincan sıcak su ekleyin. 160 derecedeki fırında üzerleri hafifçe kızarıncaya kadar pişirin. tahminen yarım saatte oluyor.
7- Tadını çıkara, çıkara afiyetle yiyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder